“… çünkü hayatta gözle görülenden daha fazlası vardır.”
Gerçekten de öyle değil mi? Son zamanlarda tam da bu kitapta geçen gözle görülmeyen pekçok şeyle başım dertte olduğundan belki de, kitap beni içine çekiverdi. Kurgusu, çizimleri, renkleri albenili. Özellikle de anlatım diline bayıldım. Samimi, interaktif ve oyuncu🎈
Akla takılan bir şarkıyı görebilir misiniz ya da bir kokuyu, yankıyı? Brokolinin tadını da göremeyiz. Ama tüm bunları farklı duyularımızda hissedebilir, anlamlandırabiliriz.
Duygularımız da görünmez şeylerden. Ruh hâlimizi duygularımız belirliyor. Bazı duyguları aynı anda hissediyor olmak bazen zorlayabilir bizi bazen de coşkuyla uçurabilir.
Ortamın havasına göre de şekillenir duygularımız. Evdeki gergin bir hava sonrası bir sahil havası almak nasıl da iyi gelir değil mi?
Hayal kurarken, belirsizlik hâllerinde ya da vücudunuzu kaşıntı tuttuğunda nasıl hissedersiniz? İyi mi, kötü mü ya da tuhaf mı?
Üzerinizdeki melankoliyi atmak için sahte kahkahalar atmayı hiç denediniz mi? Ben az önce denedim. Etkili✌️ Hatta yazarken bile istemsizce gülümsüyorum☺️
Duygularımızı fark etmek, tanımlamak, ifade etmek, paylaşmak ne kadar önemli değil mi? İyilik hâlimizin, iyi hissetmemizin ya da bunu devam ettirebilmemizin temelinde bu var belki de.
Görünmez Şeyleri fark etmemiz biraz zaman alabilir. Ama inanın kitapta da vurgulandığı gibi “Görünmez Şeyleri fark ettiğimizde ayaklarımız yere daha sağlam basar.” ❤️