VAHŞİ ŞEYLER

VAHŞİ ŞEYLER

VAHŞİ ŞEYLER “Mesela herhangi bir şehirli bacağına sürtünüp “Sev beni.” diyen bir kediyi sevse, o gün daha birçok şeyi fark edebilir. Ama olanı kabul etmek her şeyden daha kolaydır, bu yüzden Şehirliler verilmiş olanı kabul eder. Hüznün yanına yenilgiyi ekledikleri bir hayat yaşarlar. Onlar yenildiği için Şehir de yenilir.” Şehir bize yurt olamadı. Başka canlıları…

EVDEN UZAKTA

EVDEN UZAKTA

EVDEN UZAKTA “Ne futbol oynamak ne kendimi Ali’ye anlatmak geldi içimden. İyiymişim gibi, tüm bunların bir parçasıymışım gibi davranmak istemedim. Amaç neydi? Ben buraya ait değildim, numara yapmanın bir anlamı yoktu.” Farkındalık, empati,… Bazen kavramların içi boşalıyor, anlamı yitiyor. Bunu çokça hissettiğim günlerden geçiyorum. Ama yine de önemli. Her şeye rağmen. Uzakta olan, başa gelmeyen,…

PRENS MOMO

PRENS MOMO

PRENS MOMO Unutmak, hatırlayamamak…Belleğin saklambaç oynaması diyebilir miyiz buna? Saklambaç oynaması ama sonra sonsuza kadar saklandığı yerden çıkmaması. Yakınlarda beni çok sarsan iki grafik roman okudum, “Kırışıklıklar” ve “Parantez”. İlkinde alzheimer nedeniyle, ikincisinde ise beyin tümörü nedeniyle yaşanan hafıza kaybı çarpıcı bir şekilde ele alınıyordu. Hemen ardından okuduğum “Prens Momo” ile ise bir çocuğun bakış…