Yeni Zelanda’da, küçük bir çiftlikte yaşayan meraklı bir kız Rosie Joy. Soyadı yaşam mottosu adeta. Kitabın başından sonuna beni de etkisi altına aldı diyebilirim. Çocukluğum köyde geçtiği için geçmişe doğru keyifli bir yolculuk yaptım sayesinde. Rosie Joy büyüdüğünde kâşif olmak istiyor. Bunu sık sık dile getiriyor. Kâşiflerin çoğunun erkek olduğunu öğrenmesi onu üzer ama hayalinden…
“Sana meşe ağacının şarkısını söyleyeyim mi?” diye sordum. Ses vermedi, yine de söyledim. Orman olmayı düşlersen ancak, Gerçeğe dönüşür orman olmak. Ama yanlızlığı seçersen eğer Ne orman kalır geriye ne düşler.” Kentin ortasındaki bir avuç topraktan kocaman bir orman olmaya yolculuk. Kök salmak, toprağın altındaki zenginliği keşfetmek, büyümek, yeşil yaprakların tırtıla evsahipliği etmesi, tırtılın kanatlı…
Yağmur sonrası öyle taze, ışıl ışıl bir hava var ki dışarda💚 Ağaçlar, çiçekler, çimenler coşkuyla parlıyor🌿 “Ağaçların Nasıl Konuştuğunu Duyuyor Musun?” 2020 yılında ilk okuduğumuz kitaplar arasındaydı😊Yeni bir yıla 2019’un bana hediyesi olan ağaçlarla başlamak istemiştim. Bugün ise yağmur sonrası canlanan doğa ilham oldu bana. Bu güzel kitaptaki hayat da canlansın yeniden hafızalarımızda💚 Kitapla ilgili…
Küçük doğa severler, doğa gözlemcileri ve dedektifleri ile aileleri için harika dört kılavuz kitap😊 Her sayfa hayret verici, hayran bırakan bilgiler ve resimlerle dolu. Kitaplara biraz yakından bakalım mı? 🐋Deniz Kıyısı: “Deniz kıyısı dedektifi nasıl olunur?”ayrıntılarıyla anlatılıyor bu kitapta. Not-günlük tutmaktan hangi malzameleri nasıl kullanarak bitki ve hayvan yakalamaya-sonradan geri koymak üzere tabii- kadar pek…
Çok, çok sevdiğim bir kitap “Ağaç Alfabesi”. Alfabedeki her harfe ağaçlı güzelleme. Minikleri harflerle tanıştırmanın en tatlı yollarından. Sadece minikler için değil tabii😉 Harflerin, sözcüklerin sihirli dünyasına ağaçlarla girmek isteyen herkes için😊 Şu an bir ıhlamur ağacının altındayım. Tam karşımda huş, yanımda meşe, hemen arkasında salkım söğüt, diğer yanımda ise çınar yapraklı akçaağaç var😇 …
“…pencereden esip gelmiş solgun bir yaprak, adı aklıma gelmeyen bir ağacın yaprağı duruyor; ona bakıyorum, damarlarını okuyorum, karşısında ürperdiğimiz ama onsuz hiçbir güzelliğin olamayacağı o tuhaf faniliği soluyorum. Güzelliğin ve ölümün, hazzın ve faniliğin birbirine bu kadar muhtaç, bu kadar bağlı olması ne harika! Duyusal birşey gibi derinden hissediyorum doğa ile aklın etrafımda ve içimdeki…
“Bir insanın kişiliğinin gerçekten olağanüstü yönlerini anlayabilmek için, eylemlerini uzun yıllar boyunca izleyebilme şansına sahip olmak gerekir. Kişinin eylemleri bencillikten tamamen arınmışsa, onu eyleme yönlendiren itki eşsiz bir yücegönüllülük örneğiyse, hiçbir ödül beklemediği kesinse ve dahası yeryüzünde silinmeyecek izler bırakmışsa, işte o vakit gerçekten de, hataya yer bırakmayacak bir kesinlikle, unutulmaz bir insandan bahsediyoruz demektir.”…
Bir önceki posttaki “Afrika’da Kaplan Yoktur” doğal hayatı korumaya ve doğaya karşı sorumluluklarımıza dikkat çekiyordu. “Dağ Kaşındı” da bize bu konuda farklı bir bakış açısı sunuyor. Özellikle doğadan uzak kaldığımız şu son zaman diliminde daha anlamlı oldu bizim için bu kitabı okumak. Doğanın kendini onardığını, iyileştiğini gözlemliyoruz. Bir taraftan umut veriyor elbette bu gelişmeler ama…
“Afrika’da Kaplan Yoktur” biliyor muydunuz? Ama bir zamanlar varmış. Taa Asya’dan gelmiş hem de. İsmi, Tigris. Tigris bir gün annesi uyurken çevreyi keşfetmek için yuvasından ayrılır. Fark etmeden de gittikçe uzaklaşır. Birden peşinde avcıları görünce ne yapacağını bilemez. Tigris kaçar, avcılar kovalar. Onlardan kurtulmayı başarır ama ne yazık ki yaralanmıştır. Bu sırada başka insanlar görür…
Bugün uzaktan eğitim kapsamında miniğe verilen ödevlerden biri “Dünya Su Günü”ne dair bilgiler ve farkındalık çalışmalarıydı. Suyun hem hayatımızdaki hem de dünyamız için önemine dair okuduk, konuştuk, resim yaptık. Gönderilen notlarda suyun tasarruflu kullanımına dair tavsiyeler de vardı. Bunları okurken aklıma bu güzel kitap geldi😊 “Dünyamızı Seviyorum” diyorsak dünyamız için neler yapabiliriz? Çocuk diliyle, çocuksu…