Dün kaldığımız yerden devam edelim doğayı tanımaya. Bir süredir böceklerin dünyasına dair okuyorum, araştırıyorum. Biyografileri ayrıca çok seviyorum. Bu harika kitapta ikisi bir arada😍 Böceklere meraklı küçük bir kız çocuğunun bir böcek bilimci olmaya uzanan yolculuğunu okuyoruz diyebilirim. Hasta hayvanlara yardım etmeyi çok isteyen Evelyn Veteriner Fakültesi’ne baş vurur. 1900lü yılların başında kadınların nadiren üniversiteye…
Ömür dediğin… Saniyelerin dakikalara, saatlere, yıllara evrildiği, mevsimden mevsime kavuşan kıymetli anların bütünü. Bir kalp atışı, güneş ışınının tenimize dokunuşu, Ay’ın hâlden hâle girişi, kış için hazırlık, bahara kavuşma, çiçeklerini kokladığımız elma ağacının mis kokulu elmalarla bize sunduğu ziyafet, mercan kayalıklarının su altında inşa ettiği masalsı dünya, yüzyıl bitkisinin yaşama veda etmeden önce tüm ömrünü…
Daha önce küçük bir kızken böcekleri çok seven ve büyüdüğünde bir böcek bilimci olan Evelyn’den bahsetmiştim. Bugünkü konuğum Olaf. Küçükken deniz hayvanlarını, özellikle balinaları ve yunusları çok seven, büyüdüğünde ise bir yazar olarak bu yaşına kadar hep onunla yaşayan çocukluk hatırasını, bir beyaz balinanın, Aydın’ın hikâyesini bizlere anlatıyor. Wadden Denizi’nde bir adada yaşayan küçük çocuk…
“Yıldızlar olmasaydı biz de burada olmazdık. Yıldızlar ölürken tüm canlıların oluşmasını sağlayacak atomları serbest bırakırlar.” Peki, ya sonra? Ünlü Astrofizikçi Hubert Reeves’in dilinden biyoçeşitlilik, orman ve okyanus hikayeleri😊 Ekibiyle birlikte yaptığı gezileri -burada biraz da kurgu giriyor işin içine😉- sorular, cevaplar, açıklamalar eşliğinde, bilimsel verilerle bize aktarıyor😍 Hem de çizgi roman olarak🎉 Oldukça ilgi çekici…
Farklı olmaya nezaketle bakış💚 “Tıpkı bahçemizde olduğu gibi bütün farklılıklarımız çevremizi -aslında bütün dünyamızı- ilginç ve eğlenceli hale getirir.” Kitabın ruhunda bu inanç var. Bahçeyi metafor olarak da düşünebiliriz. Zira bu illüstrasyonlarla tüm kitap boyunca işleniyor. Tanıdığımız her yeni çocukla ve onun katkısıyla bahçe adım adım şekilleniyor ve tüm çocukların bir arada olduğu rengarenk bir…
Kuşaklar arası ilişkileri konu alan hikâyeleri çook seviyorum🥰 Konumuz yaz tatilini dedeyle geçirmek. Cüneyt daha şimdiden gelecek yaz dedesiyle neler yapacağını yazıp çizdi. Üzerine bir de özel telefon görüşmesi yapıp fikir alışverişinde bulundular. Çocukluk ve tatiller… En güzel şey değil de ne🤤 Ediz de işte böyle bir yaz tatilinde dedesinin yanına gider. Dedesi balıkçı. Ediz…
Canım Vecihi🥰 Hür kuşum. -Daha girişte sevgili çevirmene sevgilerimi ileteyim. Çok tatlı bir dokunuş olmuş.- Sana sarılmak istiyorum. Beni kafanın içindeki eve konuk ettiğin, duygularını, düşüncelerini, içindeki karmaşayı, iniş çıkışlarını, savruluşlarını samimiyetle paylaştığın için teşekkür ederim. En son bu duyguyu, farkındalığı ve aydınlanmayı “Inside-Out”u izlediğimde hissetmiştim. Bana kendimi, çevremdekileri anlayabileceğim bir ayna tuttun adeta. Küçük…
Tek kelimeyle muhteşem👌 Ortak sesler ve işaretlerden kelimelerin doğuşu, kelimelerin hikâyelere dönüşmesi ve yazının hayata dahil olması, ardından kağıt ve matbaa ile ve devamında teknolojinin türlü imkânlarıyla değişen, gelişen iletişim kurma yöntemleriyle günümüze erişen kelimelerin yolculuğu etkileyici örneklerle gözler önüne seriliyor. Yazarların, mucitlerin, bilim insanlarının, sanatçıların, tüccarların, ülke yöneticilerinin, kanun koyucu ve uygulayıcılarının, hatiplerin ve…
Ömür dediğin… Saniyelerin dakikalara, saatlere, yıllara evrildiği, mevsimden mevsime kavuşan kıymetli anların bütünü. Bir kalp atışı, güneş ışınının tenimize dokunuşu, Ay’ın hâlden hâle girişi, kış için hazırlık, bahara kavuşma, çiçeklerini kokladığımız elma ağacının mis kokulu elmalarla bize sunduğu ziyafet, mercan kayalıklarının su altında inşa ettiği masalsı dünya, yüzyıl bitkisinin yaşama veda etmeden önce tüm ömrünü…
Yaşama “öteki”nin gözünden bakabilmek… Bunu yapabilmek her zaman, pek kolay olmayabilir. Özellikle de bir çocuk için. Ama çocuk yine de dener. Kendi hayatından yola çıkarak onun hayatına dokunmaya çalışır. Çünkü çocuk “görür”. Yetişkinlerin ıskaladığı çoğu şeyi görür. Hor “görüleni”, “gözlerin” kaçırıldığını görür. Ve merak eder. O kadar doğaldır ki ve o kadar doğal ilerler ki…