Çook sevimli bir hikaye😇 Kahramanımız küçük bir çocuk. Bir sonbahar mevsimi. Hava serinlemiş. Kızıl yapraklar sarmış her yanı. Çocuğun evi ormana çook yakın bir yerde. Fırında top kekler pişiyor. Kokusu pencereden salına salına yayılıyor.
Ve bu kokuyu alan bir geyikçik yavaşça ormandan çıkıp eve doğru gelmeye başlıyor. Çocuk, geyikçiğin canı top kek çekmiş olabilir düşüncesiyle bir tane fırlatıyor pencereden. Bir iyilik yapmış olmanın verdiği mutluluk hissiyle mutfağa dönerken bir de bakıyor ki geyikçik eve girmiş. Ufak çaplı bir şoktan sonra anlıyor niyetini.
Ev yapımı böğürtlenli reçel olmadan top kek yenmez ki! Geyikçik haklı. Bir tane, bir tane daha derken tüm top kekleri bitirdiğinde ya çocuktan yenilerini pişirmesini isterse? Hele de un bitmişşe. Geyikçik de çocukla markete gitmek isterse. Çok üşüdüğünü söyleyip bir hırka isterse. Sonra da hırkanın düğmesini dikmek için iğne iplik. Gittikçe karışıyor işler değil mi😉 Daha durun, yeni başlıyoruz😄 Geyikçik iğne, ipliği eline alınca büyükannesinin onun için yaptığı kuklaları hatırlayıp çorap isterse.
Kukla yapmak için tabii. Kuklaları oynatmak için dekor lazım değil mi? E, bunun için de çeşit çeşit malzeme.
Geyikçiğin istekleri bitmeyecek mi diye düşünürken ya işler epey çığrından çıkarsa😎Bu kısım oldukça eğlenceli😅
Çocuk annesi görmeden ortalığı toplamak için gayret ederken geyikçik bahçeye çıkıverir. Tam karşısında böğürtlen çalıları😉 Böğürtlen çalısı-> böğürtlen reçeli💡😉 Eğer çocuk geyikçiğe böğürtlen reçelini verirse muhtemelen yanında tekrar top kek isteyecektir. En başa döndük değil mi😄 Ola ki bir gün bir geyikçiğe top kek verecek olursak bir kez daha düşünelim derim😎 Ya da bir köpekçiğe bir çörek vereceğimiz ya da bir fareciği okula götüreceğimiz filan tutarsa aklımızda olsun bu hikaye😉
”Eğer Bir Geyikçiğe Top Kek Verirsen”, Laura Numeroff’un kaleminden, Felicia Bond’un çizimleriyle ve Bilgi Yayınevi Çocuk Kitapları’ndan.
Serinin diğer kitapları da oldukça eğlenceli. Mutlaka incelemelisiniz.