Ömür dediğin…
Saniyelerin dakikalara, saatlere, yıllara evrildiği, mevsimden mevsime kavuşan kıymetli anların bütünü.
Bir kalp atışı, güneş ışınının tenimize dokunuşu, Ay’ın hâlden hâle girişi, kış için hazırlık, bahara kavuşma, çiçeklerini kokladığımız elma ağacının mis kokulu elmalarla bize sunduğu ziyafet, mercan kayalıklarının su altında inşa ettiği masalsı dünya, yüzyıl bitkisinin yaşama veda etmeden önce tüm ömrünü taçlandırırcasına çiçek açması, yağmur ormanının yangından sonra kendini yenilemesi, embriyodan yaşlılığa bir insanın ömrü ve bu ömrü aşan başka ömür…
Oluşlar ve bitişlerden ibaret değil elbette hayat. Asıl arada olup bitenlerde gizli tüm ayrıntılar, incelikler. “Beklemeye Değer” daha en başta, ismiyle de bu sürece vurgu yapıyor zaten. Kitap boyunca biz de tanık oluyoruz. Güzel şeyler beklemeye değer❤️
Hayatı okumak diyoruz ya… Dün paylaştığım kitabı da tekrar hatırlayarak bir kez daha diyebilirim ki hayata çocuk gözleriyle, ilgiyle, merakla bakmak çok kıymetli. İçimizde, çevremizde, dünyada olup bitenlere farkındalıkla yaklaşabilmek için biraz yavaşlamaya ihtiyacımız olabilir. Ne dersiniz☺️
Derin bir nefes alıp yeniden başlamaya…