Mete ve Kutu’nun ilk karşılaşmaları öyle hoş ki. Ve bir o kadar da tanıdık. Sizin evinizde de kutu severler varsa sebebini tahmin etmişsinizdir. Zira bir kutu hiçbir zaman “sadece” bir kutu değildir. Serinin ilk kitabında da olduğu gibi Mete için uzay istasyonu projesinde kullanacağı bir materyaldir örneğin.
Yalnız bu serideki kutu bizim bildiğimiz kutulardan da değil. Bir Taberus Hibiskus adındaki sihirbazın alet kutusu. Yani içinde yok yok. Üstelik canlı. Üstelik bir de maceraperest. Mete ile bir araya geldiklerinde güzel vakit geçiriyorlar gerçi ama her defasında da ortalık biraz karışıyor. Yaşadıkları trajikomik zorlukları da birlikte aşıyorlar.
Anne ve babasının Kutu’yu görünce donup kalmaları, yılana dönüşen sihirbazı kurtarma operasyonu, matematik ödevini yapmakta zorlanan Mete’nin matemiksirden biraz fazla içtikten sonra hayatında harflerin yerini sayıların alması sonucu yaşananlar ve dahası. Birbirinden eğlenceli olaylar😄
Cüneyt eline alır almaz arka arkaya iki kez okudu. Daha sonra da birkaç kez daha. Hem hikâye hem de çizimler çok sevimli. Devamını merakla bekliyoruz😉