Masallarda en çok hangi karakter dikkatinizi çeker😉 Benim ejderhalar😍 Michael Ende’nin “Bitmeyecek Öykü”sü, Ursula L. Guin’in “Yerdeniz Büyücüsü” ve serinin diğer kitapları ile ejderhaları daha da çok sever oldum. Ejderha Doğu ve Batı kültüründe farklı anlamları sembolize ediyor. Benim hayran olduğum kadim bilgiye ve hakikate işaret etmesi😊 “”Hayır!” Diyen Şövalye”ye modern zaman masalı diyebilir miyiz🤔 “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde”yle başlıyor ve içinde bir ejderha var😉 Şatolar, şövalyeler de😎
Küçük şövalye Ned, bir şatoda yaşarmış. Nazik, yardımsever bir çocukmuş.
Annesinin, babasının bir dediğini iki etmezmiş.
Ve her gece Ned’in yaşadığı kasabaya bir ejderha gelir, herkesin yüreğine korku salarmış. İyi kalpli Ned ejderhanın iç çektiğini duyar, o da kendisi gibi yalnız mı acaba, diye merak edermiş. Ned bir sabah uyandığında kendini biraz tuhaf hissetmiş. Annesi, süt getirmesini istediğinde içinde birşeyler kıpırdanmaya başlamış.
Her zaman “Peki!” diyen Ned, bu defa ilk kez “Hayır!” deyivermiş. Annesi şaşkınlıkla bakakalmış. Gün içinde de “Hayır!”lar havada uçuşmuş. Ned özgürlüğün tadını almış sanırım😅 Gece olduğunda ejderha kasabaya geldiğinde herkes evine kaçarken Ned buna da “Hayır!” demiş.
Ve ejderha ile karşılaştıkları o sahne😍 Tam da Ned’in tahmin ettiği gibi çok yalnızmış ejderha ve Ned’in yanında kalmak istemiş. Tüm gün “Hayır!”ı dilinden düşürmeyen Ned ilk kez “Peki!” demiş. İyi ki😊 Ve böylece güzel bir dostluk başlamış. Ned, o günden sonra kendi kararlarını vermeye devam etmiş😍
“Hayır” ne kadar değerli bir kelime! Kendimizi tanımamızı, kişisel alan ve sınırlarımızın farkına varmamızı sağlayan, kararlarımızı vermede özgür olduğumuzu hatırlatan bir kelime. Bir de unutmadan, her “Hayır”ın arkasında gizli bir ya da daha fazla “Evet” vardır. Buna odaklanabilirsek pek çok iletişim ve bağ kurma eksikliğini giderebiliriz😊
”Hayır Diyen Şövalye”, Lucy Rowland’ın kaleminden, Kate Hindley’in çizimleriyle, Bilgi Yayınevi Çocuk Kitapları’ndan.