Bazı kitapları yazmak için ertelediğimi fark ediyorum. Anlatamamaktan endişe ediyorum sanırım. Kelimeler havada uçuşuyor ve ben yakalayamıyorum. “Boşluk” ve “İncelikli Şeyler“de böyle olmuştu. “Mutluluk Bir Tilkidir” de onlar gibi. Her okuyuşumda farklı bir kelime, çizim, ayrıntı alıp götürüyor beni. “Küçük Prens”i, biraz “Kumkurdu”nu hatırlıyorum. Hayret ve hayranlıkla teslim oluyorum. O yüzden yazacaklarım bugün, şu anda duyumsadıklarım. Kitap ise çok, çok daha fazlası.
Mutluluk hangi renktir sizin için? Ya da önce mutluluğun bir rengi var mıdır diye mi sormalı😉 Sizi daha az-daha çok mutlu yapan şey nedir? Ya da önce sizi ne mutlu eder diye mi sormalı😊
Hikayemizin kahramanı Povilas adında bir çocuk. Sarı bir helikopter, turuncu çanak çömlekler, taze çörekler, eski bir salıncak. Ve bir tilki🦊🧡
O gün Povilas gözlerini kapatıp şahane kokuyu takip eder. Kısa yoldan fırına. Kese kağıdına üç çörek. Sonra uzun yoldan eve. Gözlerini dört açarak. Keşif zamanı.
Ve karşıda eski bir salıncak. Povilas’ın en sevdiği. Hem de sallanmaktan hoşlandığı için de değil. Üzerinde bir tilki olduğundan.
İşte o gün tilki ilk kez Povilas’la konuşur.
Cömertlik okyanusunda bir damlaya olmaya davet eder. Nasıl mı😉 Tilkiye bir çörek vererek tabii😄 Böyle başlar dostlulukları🧡
Tilki türlü türlü hikayeler anlatır Povilas’a. Bilge anneannesinden, bilge dedesinden duyduğu hikayeler. Biraz tuhaf, biraz anlaşılmaz. Belki de biraz bilge olmak gerekiyordur anlamak için😉
Bazen kara bulutlar dolanır tilkinin tepesinde morlu mavili. Bazen de keyfi yerinde olur. İşte o zaman herşey turuncudur. Tüm neşe kaynakları.
Salıncakta gökyüzüne uçarken haykırır bütün turuncuları. Portakal, havuçlu kek, japon balığı.
Sıra Povilas’ta. Helikopter, çanak çömlek, sarman kedi. “Ama mutluluk en çok da bir tilki!”
Bir gün o soruyu sorar Povilas tilkiye, ” Daima burada olacak mısın?” Başka bir yerde olması gerekirse gidecektir tilki. “Peki, bana ne olacak?” der Povilas. Tilki alışma sürecini anlatır. Acıtır. Birşeyler kırılır o gün. Ama esas sarsıcı haber babasından gelir. Daha büyük bir şehre taşınacaklarınnı, daha büyük bir parka-eve-ağaca-helikoptere sahip olacaklarını söyler.
“Peki, ya yeterince mutluysak?” der Povilas. Yeterince mutlu olmak ne demektir? Sahip olduklarımıza yakından bi daha bakmalı. “Daha” kelimesi zehirliyor sanki herşeyi. Povilas haberi tilkiye verir. Nasıl da ilginç ilerlemiştir süreç. Povilas tilki gidecek diye üzülürken, o tilkiyi bırakıp gitmek zorunda kalacak.
Tanışmak, dost olmak, alışmak, ayrılmak, alışmak, sürpriz kavuşmalar.. En iyi arkadaşından ayrılmak ne zordur.
Ama bilge tilkinin babasının dediği gibi ilk lokmada pastanın kremasına ulaşmak zor olabilir. Ama birkaç ısırık sonra o lezzete ulaşırsın.
Povilas taşınır. İlk zamanlar gerçekten tatsız tuzsuz geçer.
Ama sonra bir salıncak.. Bir tilki.. Çünkü “..mutluluk bir tilki!”
”Mutluluk Bir Tilkidir”, Evelina Dacinte’nin kaleminden, Austra Kiudulaite’nin çizimleriyle ve Hippo Kitap’tan.