“Tek Başıma Okumaktan Korkuyorum” Sizde neler çağrıştırıyor bu cümle? Okumayı öğrenmiş ama hâlâ ona kitap okunmasını ya da birlikte okumayı isteyen bir çocuk canlanıyor mu? Tek başına okumak büyümenin bir göstergesi mi? Özgürleştirir mi çocuğu? Yoksa birlikte kitap okunan o kıymetli zamanların sona ermesi hayal kırıklığı mı oluşturur?
Harfler, sayılar, hesap makinesi yutmak, ayaklı sözlük olmak.. Ve ödevler.. Stefan 2. sınıfta artık. Herşey çok daha farklı. Biraz zorlanıyor da. Annesi yardım etmeye çalışıyor. Mesela 8 bölü 2 tabii ki 3. 8’i ortadan ikiye ayırınca aynı 3 oluyor. Olmuyor muydu🙈😅 Kendini aşmalısın, diyor annesi. E o zaman 8in 8den fazla etmesini istemiş olmuyor mu aslında? Biraz karışık sanki. Annesinin yeni önerisi oyunla eğlenerek öğrenmek😎 Bu yöntem de pek işe yaramıyor. (Ben okurken çok eğlendim🙊😄)
Matematik orada bir dursun. Sözcük dağarcığını geliştirmek için yelkenler fora. Annesiyle birlikte yan yana, can cana, doya doya kitap okumalar.. Stefan bayılıyor buna. Evdeki kitaplar bitince doğru kütüphaneye. Herşey mükemmel giderken bir gün annesi Stefan’nın büyüdüğünü ve artık kendi başına okuyabileceğini söylüyor ona. Stefan yıkılıyor adeta. Algılamaya çalışıyor. Annesi bisiklete binmeyi öğrendiği zamanı anlatıyor. Destek tekerlerine ihtiyacı kalmadığında çıkarıp depoya kaldırmışlar ya. İyi de Stefan annesini depoya kaldırmak istemiyor ki. Annesine göre büyümek yalnız kalmayı öğrenmek biraz da. Eğer gerçekten bu demekse Stefan büyümek istediğinden hiç emin değil.
Ama annesi kararlı. Ertesi akşam Stefan eli mahkum odasında buluyor kendini. Sadece duruyor, bekliyor. O sırada küçük bir ses “Hadi, başlıyor muyuz?” diyor. Bu ses kimden gelmiş olabilir? Bir kitaptan mı? Sözcüklerle dolu olduğuna göre.. Neden olmasın😉
Çok seviyorum bu kitabı. O kadar hoş ayrıntılar, espriler var ki. Öğrenci olmayı bir çocuklardan dinlemeli. Yazarın diğer iki kitabını da çok beğeniyorum. Sorular, sorgulamalar.. Yaşama dair harika yorumlar..