“Bir dakika altmış saniyedir
Bazen kısacıktır bir dakika,
Bazense çook uzun.
Ne zaman hızla geçer sence?
Ne zaman geçmek bilmez?
Zaman uçup gider mi?
Emekleyerek mi geçer yoksa?”
Güzel günler ne çabuk bitiyor değil mi? Bayram, tatil, gezmek, eğlenmek, sevdiklerimizle birlikte olmak. Su gibi akııp gitti. Tatil dönüşü klasik söylemler deyip geçmemeli. Nasıl mı?
Yazar sade dili ve çizimleriyle “bir dakika” üzerinden “zaman” kavramını anlatıyor miniklere-bize de tabi?
Sahi bir dakikada neler olur, hiç düşündünüz mü?
Gözlerimizi yirmi kere kırpıyormuşuz mesela. Peki bir dakikada neler yapabiliriz? Tohum ekebiliriz-kapak resminde de bir tohumun büyümesi resmedilmiş, pek tatlı- ya da kuşlara selam verebiliriz. Bazen zaman geçmek bilmezken- dişçi koltuğundayken. Bazen de çabucak bitiverir-lunaparkta eğlenirken. Vedalar, hayata merhabalar, treni kaçırmalar, bir kazadan kılpayı kurtulmalar bir dakikada oluverir.
“Bir Dakika”ya bilinçli farkındalık kitabı diyebiliriz. “An”ı yaşamayı, zamanın kıymetini, hızlı, koşturmacalı hayatlarımızda “bir dakika”da nelerin olup bittiğinin farkına varmayı hatırlatıyor bize. Duygular, düşünceler, renkler, sesler, kokular, tatlar, dokunuşlar zaman kavramıyla buluşuyor ve biz “zaman”ı duyumsuyoruz. Bool sohbetlik bir kitap.
Kitabın sonunda çocuklarla birlikte yapılabilecek birkaç etkinlik eklenmiş. Çocuklara 1 dakikanın ne zaman hızlı ve ne zaman yavaş geçeceği soruları sorulduktan sonra cevaplarının not edilebileceği görseller hazırlanmış.
“Bir Dakika”yı Balonlu Sakız Ağacı Kitap Kulübü’nde de konuşmuştuk. Harika yorumlar var. Ziyaret etmelisiniz.