Birkaç gün önce sanat atlasıyla çıkageldi minik. Sırayla okuyoruz. Bir de arada yazarın yönlendirdiği sayfalar oluyor. Konu bütünlüğü açısından oralara gidip geri dönüyoruz. Açtık kitabımızı. Caspar David Friedrich’te kalmışız. “Friedrich’in resimlerinde daha çok dağlara, uçsuz bucaksız denizlere, sise, ay ışığına ve arkası dönük insanlara rastlarız. Onun manzaralarında, manzaradan çok, ona bakan kişinin hislerini görüyoruz.” Müthiş değil mi? Devamı da var, “Çünkü, Friederich’e göre iç gözümüz gözlerimizden çok daha net görür.”
Friederich, romantizm akımının en önemli ressamlarındanmış. Sanayi devrimine tepki olarak ortaya çıkmış bu akım. Daha sade ve daha sakin günlere özlemle. Bunları okurken “Seni anlayabiliyorum.” diyorum içimden. Özellikle de yaşadığımız bu günlerde.-Ben de iflah olmaz bir romantiğim😊-
Gözümüz yan sayfadaki resme takılıyor. Sisli bir manzara, kayaların üzerinde duran, düşüncelere dalmış bir adam. Tam bu esnada coşkuyla dile geliyor minik “Aynı bizim Frederick’imiz gibi.” İlk başta anlayamıyorum. Sonra, hatırlıyorum, “Eveett, şair ruhlu Frederick.” Hemen kitabı getiriyor. Nasıl mutlu. Okuyoruz. Ve tüm okuduklarımız öyle güzel buluşuyor ki. Duygulanmamak mümkün değil. Sadece romantizm noktasında da değil. Bugünümüze de kucak açacak şekilde.
Frederick ve ailesi kış için hazırlık yaparlarken Frederick sanki biraz kaytarıyor gibi. Ne yapıyorsun dediklerinde ya soğuk, karanlık kış geceleri için güneş ışını ya külrengi kış için renk ya da uzun, kış günleri için kelime topladığını söylüyor Frederick.
Kış geliyor, taşlar arasındaki kuytuya çekliyor aile. İlk günler harika geçiyor. Yiyecekler, hikayeler.. Sonra hepsi bitiyor. Soğuk.. Sessizlik.. O an Frederick’in söylediklerini hatırlıyorlar. “Senin topladıkların nerede Frederick?” Bizim Frederick de aynı resimdeki gibi bir kayanın üzerine çıkıyor ve “Yumun gözlerinizi.” diyor.
Önce güneş ışınlarını, sonra renkleri gönderiyor. Büyülü bir an.. İçleri ısınıyor. Sarı buğdaylar, mavi menekşeler, kırmızı gelincikler.. Gerçekten de hissediyor ve görüyorlar.
Peki ya sözcükler? Onlar da Frederick’in okuduğu bir şiirden😊
Bugünümüze kucak açıyor demiştim ya.Biz de Frederick ve ailesi gibiyiz şu an. Bugüne kadar ne biriktirdiysek onları kullanıyoruz her gün. Yalnız Frederick kışın nelere ihtiyacı olacağını tahmin ettiği için toplamıştı herşeyi. Ama biz hiç bilmiyorduk böyle günler geçireceğimizi. Biraz hazırlıksız olabiliriz bu yüzden. Ama bu hikayeden ve de ressam Friedrich’in sözlerinden yola çıkarak bize nelerin iyi geleceğini siz de hissettiniz mi? Doğa, sade ve sakin bir hayat, renkler, kelimeler.. Ve bunları en iyi şekilde algılayabilecek iç gözümüz😊
”Frederick”, Leo Lionni’nin kaleminden ve Elma Yayınevi’nden.