Umuda, mucizeye ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda kapınızı çalıveren, ılık rüzgarıyla evinizi, gönlünüzü saran, bir püf çiçeğini elinize kondurup hadi bir dilek tut diyen, hayal kurmanın, hayallerin peşinden koşmanın gücünü bir kez daha hatırlatan bir masal..
Herşeyi en iyi yapan makinelerde çevrili bir köy düşünün. Herşey mükemmel. Kusursuz bir an mı yaşamak istiyorsunuz ya da kusursuz bir arkadaş edinmek mi? Düğmeye basmanız yeterli. Birbirine benzeyen insanlar, birbirine benzeyen günler, tekdüze bir yaşam. Kayan yıldızlar kimsenin umrunda değil artık.. Dilek tutmaya ne hacet. Hayal kurmayı da bırakmışlar. Yel değirmenleri durmuş. Çünkü rüzgar o köyü terk etmiş. Ama Değirmenler Vadisi’nin derinlerinde hayal kurmaktan vazgeçmemiş küçük bir terzi varmış. Anna, denizlerden danteller işlediğini, yıldızlardan düğmeler diktiğini hayal edermiş. Anna, bir gece tüm köy uykudayken uzaklarda birini görmüş.
Bay-Kuş, bir yel değirmenin tepesine çıkmış uçmaya çalışıyormuş. O da bulutlarla dans etmeyi, dünyaya bir de yukarıdan bakmayı hayal ediyormuş. Anna, Bay-Kuş’a uçması için bir kıyafet dikebileceğini söylemiş.İşte o an hayal yoldaşlıkları başlamış. Püf Çiçeği Bahçesi’nden geçen, Rüzgar Tarağı’nın eteğine uzanan, Anna’nın atölyesinde son bulan bir yoldaşlık. Sonrası ise yüzyıllık bir uykudan uyanış.
Değirmenler Vadisi, Noelia Blanco’nun kaleminden, Valeria Docampo’nun çizimleriyle, ABM Yayınevi’nden.