Keşke bitmeseydin “Işığın Yolu.” Işık biraz daha büyüseydi. En azından bir 3-4 yaşına gelseydi. Belki devamı gelir, ne dersiniz?
Kitap için, kısaca, Ayşenur’un farkındalık yolculuğu diyebiliriz. Ayşenur’un kendini tanıma, kendi hikayesine sahip çıkma, anlamlandırma ve kendini iyileştirme süreci, kendi anne-babası, eşi, eşinin anne-babası, kızı Işık’a hamilelik ve doğum sonrasında yaşadıkları üzerinden anlatılmış. En çok bağlanma konusu üzerinde durulmuş. Kitabın başlarında bu konu biraz bilgi yoğun verildiyse de sonrasında romanın ritmine daha uygun olarak anlatılmış. Bu bilgilerin yaşamın içinde yorumlanması oldukça doyucuydu.
Yazmak istediğim o kadar çok şey var ki aslında. Ama öncelik sıralaması yapmak bile zor. Çünkü roman Ayşenur’un hikayesi temelinde ilerliyor olsa da kişiler ve olaylar girift durumda. Beni en çok etkileyen bölümlerden biri duygu patlamaları, bunu tetikleyen şeylerin farkında olunması ve duyguların regulasyonuydu. Diğeri de Ayşenur ve eşi Michael’ın katıldığı bağlanma konulu bir oturumdaki çalışmaydı. Çalışmada katılımcılara küçük bir çocukken düşüp canları yandığında yanlarında kimi gördüklerini ve onun nasıl davrandığını soruyor. Cevaplara göre de bazı yorumlarda bulunuyor.
Ayşenur herşeye rağmen çok şanslı. Eşi ve eşinin annesi bir terapist. Ayşenur’a inanılmaz destek oluyorlar. (Farklı zorluklar elbette oluyor ama.) Ayşenur’un yaşadığı yerde ona yol arkadaşı olabilecek harika bir grup var. Ayrıca bağlanma, farkındalık, … gibi Ayşenur’un öğrenmeye, uygulamaya ihtiyaç duyduğu konularda onu zihnen, kalben tatmin edecek seminer, panel, çalışma, toplantılar var. -Bunların hepsi benim de ihtiyaç duyduklarım. Ama en son az önce tüm saydıklarıma ek olarak yine de bir terapiste gitmenin gerekli olduğuna karar veriyorlar. Okuyunuz, okutunuz.