Dostluğa, yardımseverliğe, üretmeye ve paylaşmaya dair bir hikaye daha. Sevgili Büşra hatırlattı “Kısa Çoraplı Zürafa”yı😍 İşin içinde yine ipler var😉
Hikayemiz bir ormanda geçiyor.
Sonbahar mevsimi biterken hava iyice soğumuş ve yavru hayvanların atkılarını ve çoraplarını giyme zamanı gelmiş. Yavru arkadaşlar yaprak toplamak için yürüyüşe çıkmışlar. Hepsi atkı ve çoraplarını giyip gelmişler buluşma yerine. Rengarenk giysilerine bakıp iyice keyiflenmişler. Biri hariç. Zürafa.
Zürafanın boyu uzayınca çorapları kısacık kalmış.
Fil hemen çoraplarından birini çıkarıp vermiş ama Zürafa’ya çok bol gelmiş. Karga’nınkiler ise dar.
Arkadaşları bu soruna bir çözüm bulmak için başlamışlar düşünmeye. Yılan’ın bir sözü Tilki’ye harika bir fikir vermiş. Hepsi atkılarından bir parça verirlerse Zürafa için çorap yapma şansları olabilirmiş pekala.
Büyükanne Baykuş ise Masalcı Nine gibi takmış gözüne gözlüğü, almış eline tığını, başlamış örmeye.
Örümcek de yardıma koşmuş. Zürafaya tam dört tane, rengarenk, upuzun çoraplar örmüşler. Çorapları alan yavru hayvanlar heyecanla Zürafa’nın yanına giderek, hediyeyi ona vermişler. Zürafa sevinçten ne yapacağını bilememiş.
Çoraplar tam da uzun bacaklarına göreymiş.
Arkadaşlarına sarılmış, teşekkür etmiş. Yeni çorapları bacaklarını, arkadaşlarının sevgisi de kalbini ısıtmış❤
”Kısa Çoraplı Zürafa”, Güliz Dülgeroğlu Küpçü’nün kaleminden, Cihan Dağ’ın çizimleriyle, Meav Yayıncılık’tan.