Bücür Bora denize, maviye, sonsuzluğa o kadar hayranmış ki hep denizde yaşamayı dilermiş. Boyu kısa olduğu için donanmaya kabul edimeyince o da Korsan Okulu’na kaydolmuş.
Okulun kuralları biraz, yok yook, fazlaca ilginç.
Bücür Bora, kaba saba olmak, define haritası okumak, istediği şeyi sorgusuz sualsiz almak konularında pek iyi değilmiş ama yine çalışıp çabalayıp mezun olmayı başarmış.
Şimdi sıra hayalini gerçekleştirmekte! Açık denizlere yelken açmak! Tabi önce onu kabul edecek bir tekne bulmalıymış. Paslı Kalamar’dan yükselen sesle Bücür Bora gerçek bir korsan olmak için yola çıkmış. Çok geçmeden Bücür Bora’nın biraz farklı bir korsan olduğu anlaşılmış. Korsan arkadaşları tarafından değerli eşyaları çalınan zavallı prensese kurabiye ikram etmesi, müthiş sinirli kaptanın kötü kokulu ağzına naneli şeker atması onlara garip gelmiş.
Bücür Bora ise gerçek bir korsan olma noktasında çok kararlı olduğu için Korsan El Kitabı’nı yalayıp yutmuş. Artık ne yapması gerektiğini çok iyi biliyormuş.
Kamaraları tertemiz yapmış, lezzetli yemekler pişirmiş. Fakat yine de olmamış. Kendini bir anda denizin ortasında buluvermiş. O bunun neden başına geldiğini düşünedursun, biz korsanlara bakalım olmaz mı? Bücür Bora’sız Paslı Kalamar onlara bir tuhaf gelmeye başlamış. Pis kokulu kamaralar ve bulamaçlar aslında onların “normal” hayatının bir parçasıymış. Ama bu defa değil! Bücür Bora’dan sonra değil. Ne yapsalar, ne etseler? Denize attıkları Bücür Bora’yı kurtarıp af mı dileseler?
Bücür Bora korsan olmanın el kitabını kendi yazdı. Her maddeye kendi yorumunu kattı. İyi ki de yaptı.
Bücür Bora, Ashley Spires’in kaleminden, Meav Yayıncılık’tan.